Uçsuz bucaksız, ama sevimsiz bir pastoralizmden tamamen azade bir manzara. Ne yükseldikçe yükselen tepeler, ne de macera vaat eden dolambaçlı yollar. Romantik edebiyatın hülyaları yerine doğanın sıfır noktasındayız: her yer ekili, insan emeği coğrafyaya şekil veriyor. Stifter’in şiirsel gerçekçiliği haşin bir güzelliğe işaret ediyor: cetvelle çizilmiş gibi düz kanallar yemyeşil çayırları kesiyor, otlar hafifçe parıldıyor, esintiyle sallanıyor, eski bataklığın yerinde pırıl pırıl bir çiçek tarlas ...